Siyaset dünyası Perinaz Mahpeyker Yaman’ın CHP Genel Başkan Danışmanı olduğu haberiyle çalkalanıyor… Gerçi farklı kafalardan farklı sesler çıkıyor ama anlaşılan Yaman’a bir görev verilmiş, tepkiler gelince de ortada bırakılmış. Konuyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da tepkiler var.
Tepkilerin bir nedeni, son yıllarda gerek parti üst yönetimine gerek belediye başkan adaylıklarına sağ cenahtan isimlerin getirilmesi. Yani partinin sol çizgisinden uzaklaşması…
Diğer bir tepki de Perinaz Hanım’ın, Atatürk ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili hakarete varan twettleri…
Yaman, tepkiler üzerine sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı… Tweetleri kendisinin yazmadığın söyleyerek, Anıtkabir ziyaretinden bir fotoğraf paylaştı.
Ben açıkçası Yaman’ın doğru söylediğini düşünmüyorum. Bununla birlikte geçmiş zamanda paylaşılan tweetleriyle ilgili gerekçesinin de modasının geçtiğini söylemek istiyorum. Daha yaratıcı olabilirdi. Hep aynı gerekçe: “Ben değildim.” Bugüne kadar sorumluluk alana denk gelmedik…
Mertçe çıkıp “Ben geçmişte öyle düşünüyordum şimdi böyle düşünüyorum.” demek çok mu zor?
Bence bunu söyleyememesinin tek gerekçesi var o da “O zamanlar Atatürk ve CHP’ye saydırmak prim getiriyordu.”
Perinaz Hanım kusura bakmasın açıklamasının ardından Anıtkabir ziyaretinde çekildiği fotoğrafını paylaşmasını da samimi bulmuyorum… Eğer ki hakaret ettiğin dönemlerde hakaret ettiğin insanın kabrini ziyarete gittiğinde bir fotoğraf çekiliyorsan bunun anlamı “zamanı gelince lazım olur”dur.. Elbisenin beyaz olması, durumu masumlaştırmaz.
Ben bir vatandaş olarak, Ak Parti siyasetinde yer bulamayanların solda yer kapma yarışından çok sıkıldım. Kimin ne olduğuna ne katkı sunacağına bakmadan sırf başında başörtüsü, çenesinde sakalı var (mecazi anlamda) diye bu arkadaşlara kapı açanlar da sorumsuzlar.
Kemal Bey ve CHP yönetimi açısından gerçek budur. Her zaman yazdım Kemal Bey’in helallik çağrısını samimi bulduğumu ama bu helalliği aşan bir durum.
Millet olarak bu samimiyetsiz siyasetten yorulduk. Yeter artık.
Çok açık ve net ifade ediyorum; başörtülü bir kadın olarak, başörtüsünü siyasi kariyeri için kullanan hemcinslerimi de kınıyorum.
Bir özel mesajım da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na olacak…
Kemal Bey, genel seçim öncesi bir yazı yazarak oyumu size vereceğimi açıklamıştım. Oyumu size vermemin gerekçeleri de;
Tayyip Bey’in Hüda-Par’la yaptığı ittifaka itirazımdı.
Son yıllardaki gerek siyasi oluşumların gerekse cemaatlerin, İstanbul Sözleşmesi ve 6384 sayılı yasayla ilgili iktidara yaptığı baskıya itirazımdı.
Tayyip Bey’in seçimi kazanmak için biz kadınların kazanımlarını kaybetmesine göz yummasına itirazımdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bir kadın olarak, sosyal hayatta kadını erkeğe “zimmetleyen” anlayışın mecliste olacak olmasına itirazımdı.
Fakat siz, geçtiğimiz gün yaptığınız açıklama ile benim tüm oy verme gerekçelerimi boşa çıkardınız. Kimse sizden Hüda-Par’ı düşmanlaştırmanızı beklemiyor ama böyle de olmaz ki…
Gerçekten bu erkek siyasetinin biz kadınları ciddiye almamasından gına geldi. Yarın “şartlar bunu gerektirdi” gibi gerekçelerle Hüda-Par’la ittifak yaparsanız şaşırmayacak kadar gına geldi.